Hüzünlü Sonbahar!

Sonbahar mevsiminin tam ortasındayız, önümüzde Kış bizi bekliyor.

Havalar değişti, serin hava esmeye başladı, yağmurlu günler başladı..

Daha önceki yıllarda Sonbahar en sevdiğim mevsimlerin başında geliyordu. Koronavirüs salgın hastalığından sonra Sonbahar da içimi korku salıyor.

Geçen yıl Sonbahar da çok sevdiklerimizi, yakınlarımızı, arkadaşlarımızı koronavirüs denilen illet yüzünden kaybettik.

Şimdi yine içimde bir gerginlik var!

Hüzünlü bir Sonbahar!

Her gün vaka sayıları arttıkça, ölüm oranları yükseldikçe, “Eyvah, eyvah..” diyorum..

Sonbahar yine ölümler, hastalıklar sezonu olacak.

İnsanların çoğunluğu halen vurdumduymaz davranıyor. Hiçbir şey olmamış gibi hareket ediyor.

Sevdiklerini, yakınlarını kaybetmelerine rağmen umursamazlık almış başını gidiyor!

Aşı’ya inanmayanlar, inadına vurulmayanlar!

Kime bu zulüm!

Sevdiklerine mi, arkadaşlarına mı?

Salgın hastalıktan bahsediyoruz, bulaşıcı, öldürücü olduğunu bilmiyor musun?

O halde senin inadın yüzünden çevrene neden zarar veriyorsunuz?

Burada yetkililere büyük görev düşüyor!

Sosyal mesafe, hijyen ve maske kuralını uygulamayanların sayısında büyük düşüş var.

Özellikle toplu taşımada maske ve sosyal mesafe kuralı uygulanmaz oldu.

Ulaşımda yine insanlar üst üste gitmeye başladı!

Maskeler takılmıyor, takan da ya çene altı, ya da koltuk altı yapıyor!

Sorumsuzluk diz boyu!

Bizim insanımız koronaviristen korkmaz ama ceza yemekten korkar..

Böyle bir nesiliz!

Öldürücü hastalığı takmıyor, cezayı kafaya takıyor!

O halde anladıkları dilden konuşmak gerekiyor.

Vaka sayısı 30 bine dayandı, okullarda sınıflar karantina altında..

Herkes tedbirini alır, kurallara uyarsa vakaları tekrar aşağılara çekebiliriz.

Herkes aşısını olursa, Sonbahar’ı eski mevsimlerde gibi yaşarız.

Kış mevsimi kapımızda, ne olur sosyal mesafe, maske ve hijyeni unutmayalım, kapalı alanlarda kalabalık olmayalım!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir