Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe istiyoruz!

HABER MERKEZİ

KESK Hatay Kadın Meclisi, “2025 Bütçesinde De Kadına Yer Yok” konulu basın açıklaması yaptı.

KESK Hatay Kadın Meclisi, tarafında yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Kapitalist ataerkinin krizleri derinleşerek sürerken her gün biraz daha yoksullaşıyoruz. Neoliberal ekonominin basıncıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliği de giderek büyüyor. Kadın işsizliği, yoksulluğu ve derin yoksulluk sorun olmayı sürdürüyor. Daha bir hafta önce İzmir’de derme çatma bir yapıda yaşamını idame ettirebilmek, geçimini sağlamak için hurda toplamak zorunda kalan yalnız bir kadın, beş çocuğunu kaybetti. Bu olay iktidarın yoksulluk, kadın işsizliği, barınma sorunu gibi ivedilikle çözülmesi gereken sorunlara ilişkin bir politikası olmadığının yanı sıra bakım yükünü kadına yüklemeyi sürdüren politikalarının nelere mal olduğunun can yakıcı örneklerinden sadece biriydi. Bu sorunlar karşısında iktidarın Özlem Zengin’de ifade bulan yaklaşımı, meseleyi “yaşam tarzı”na, “annenin çocuklara bakma meselesi”ne indirgemek, kadını “iyilik” derecesini iktidarın belirlediği bakım emeğinin zorunlu karşılayıcısı olarak görmek oldu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’ysa sosyal ve ekonomik destek programıyla aile bütünlüğünü koruyarak yaklaşık 7 bin çocuğun sağlıklı gelişimine katkı sunduklarını söyledi. Yani iktidar yoksulluğu, işsizliği, geçim olanaklarını, devletin çalışan annelerin çocuklarına çalışma süresi boyunca bakım hizmeti sunabileceği merkezlerin bulunmayışı gibi ciddi sorunlardaki sorumluluğunu yeterince “sosyal” ve “ekonomik” destek sağlandığı halde halkın, kadınların bundan faydalanmayı bilmediğini söyleyerek başından savdı. Sorunlar ortada durur, çözüm beklerken iktidarın tek yaptığı “aile” hassasiyetinden bahsetmek, yeterince ekonomik destek sağlandığını söylemek oluyor. Yoksullukla mücadele programı dahi bulunmayan iktidarın kadın yoksulluğu diye bir sorunun varlığını kabul etmediği ortada. Yine aynı mantık çerçevesinde, kadın istihdamını artırmaya yönelik olduğu söylenen tüm politikalarda kadına işaret edilen yer kısmi zamanlı, güvencesiz, esnek çalışmadan öteye geçmiyor. İstihdama erişebilen kadınlar ise kadın emeğinin değersizleştirildiği, kadınların “iş ve aile yaşamını uyumlulaştırma” adı altında bakım emeği sömürüsünün kurumsallaştırıldığı koşullarda var olmaya çalışıyor. Bütçe’nin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ayrılan kısmının kadına değil aileye ilişkin politikalara tahsis edileceği ortada. Bakanlık bütçesinden “Kadının Güçlendirilmesi” başlığında ayrılan bütçe 5 milyar 941 milyon 139 bin lira ile tüm bütçenin yalnızca yüzde 0,3’üne denk geliyor, “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” başlığı altında ayrılan ödenekse bunun üç katı 16 milyar 666 milyon 881 bin lira. Bu bütçede de kadının adı yok. Toplumsal cinsiyete dayalı, kaynakların eşit dağılımını esas alan, kadınların ihtiyaçlarını hesaba katan bir bütçe talebimiz görmezden geliniyor. 67 program arasında dağıtılan merkezi bütçede ailenin korunması 41’inci, kadının güçlendirilmesi 57’inci sırada yer alıyor. Sürekli olarak aileyi ön plana çıkararak kadının aile içindeki bağımlı konumunu pekiştiren anlayışın sürdüğünün açık kanıtı olan bu durum da cinsiyetçi iş bölümünün devlet eliyle sürdürüldüğünü gösteriyor. Kadın istihdamını, eğitim olanaklarını artırma amacının yanından dahi geçmeyen iktidar, evde kalalım, kamusal alanda var olmayalım istiyor. Bütçe hazırlanması süreci de dahil, hiçbir sürecinde sendikaların, kadın ve emek örgütlerinin görüşlerine başvurmuyor. Biz bütçe sürecine her aşamada toplumsal cinsiyet bakış açısının dahil edilmesini, gelir ve harcamaların toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik edecek şekilde yeniden yapılandırılmasını hedef alan toplumsal cinsiyete dayalı bir bütçeleme istiyoruz. Bütçe’de yoksullukla, kadın yoksulluğu ile mücadeleye yer verilmesini istiyoruz. Eşitliği sağlamaya yönelik bir bütçe süreci aileye değil kadına ve toplumsal cinsiyete ilişkin verilere dayanan politikalarla mümkün. Bu nedenle kadınların toplumsal yaşamda eşit koşullarda var olmasını sağlamaya dönük politikalar yapacak ve hayata geçirecek bir kadın bakanlığı kurulması gerektiğini savunuyoruz. Yapılan bütçe görüşmelerinin mali ve teknik bilgilerin görüşüldüğü toplantılar olmanın ötesine geçmesini; bütçe hazırlanırken, karar süreçlerinde sendikaların, kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin görüşlerinin alınmasını istiyoruz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir