Kendi gibi tarihi de büyük “Musa Ağacı”

HABER MERKEZİ

Samandağ ilçesinde Hz. Musa’nın toprağa diktiği asasının ‘ölümsüzlük suyu’ sayesinde yeşermesine ve 3 bin yaşında olduğuna inanılan Çınar Ağacı, ilgi görmeye devam ediyor.  Hıdırbey Musa Ağacı hem doğal güzelli hem de tarihi geçmişi ile gelen ziyaretçileri büyülemeyi başaran ağaç yerli ve yabancı ziyaretçilerini Samandağ ilçesine bağlı Hıdırbey köyünde ağırlıyor.

Tarihi boyunca birçok kuşağı görmüş ve yerel halk tarafından kutsal kabul edilmiş olan Hıdırbey Musa Ağacı, sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda taşıdığı kültürel ve tarihi değerlerle de dikkat çekiyor.

Hıdırbey Musa Ağacı’nın hikayesi, İslamiyet öncesi ve sonrası dönemlere uzanan zengin bir mitolojiye sahiptir. En yaygın anlatılan efsaneye göre, Hz. Musa, halkı ile birlikte çölde uzun süre yolculuk yaparken bu bölgeye gelir. Şiddetli susuzluk çeken Hz. Musa, asasını toprağa saplar ve yakınlardaki bir kaynaktan su getirir. Asası ise toprağa kök salarak büyür ve günümüze kadar ulaşan bu muhteşem ağacı oluşturur. Bu efsane, ağaca kutsal bir anlam kazandırmış ve yüzyıllar boyunca insanların ziyaret ettiği bir mekân haline gelmesine neden olmuştur. Halk arasında ağacın dibinde dua etmek, dilekte bulunmak ve muskalar asmak gibi çeşitli inanışlar da bulunmaktadır.

Musa ağacının ilk ve en önemli özelliği Hz. Musa’nın asasından yeşerip günümüze kadar gelmesidir. Ayrıca ağacın 3 bin yıllık geçmişe sahip olma özelliği de göz ardı edilemez. Ağaç devasa bir büyüklüğü sahip olup 17 metre boyunda 7,5 metre gövde genişliğindedir. Ağacın dalları ile beraber bin metrekarelik alanı kapladığı da diğer bir özelliğidir. Her ne kadar Musa ağacı olarak bilinse de ağacın esas türü çınar ağacıdır. Ağacın büyük ve geniş oyukları vardır. Hatta geçmiş zamanda bu oyuklar daha büyük olup insanların buraları kullandığı bilinmektedir. Bazı ağaçlar doğada kendiliğinden bulunma özelliğine sahiptir. Musa ağacı da hikayesi olan tek ve özel ağaçlardandır. Bu yüzden bu ağacın yetiştiriciliği, dikimi yapılmamaktadır. Musa Ağacı da diğer ağaçlar gibi kış mevsimine girerken yapraklarını döker. İlkbahar mevsiminde yeniden yeşerir ve yeniden yaprakları çıkar.

Ağaç Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığının 09.05.1981 gün ve A-2895 sayılı kararı ile tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır.

Restorasyonu ve rehabilitasyonu da özveriyle yapılan, çevresinde yürüyüş yolları, çay bahçeleri, kahvaltı mekanları ve yöresel ürünlerin satıldığı stantların bulunduğu Çınar, ihtişamlı görüntüsü ve tarihe tanıklık eden 3 bin yıllık gövdesiyle yıllara meydan okuyor. İlaçlama, budama ve diğer bakımları dikkatle yürütülen tarihi çınarın çevresinde, ağacı çeşitli risklerden korumak için demir korkuluk da korunuyor. Çürüyen kısımları da özel bir macunla kaplanan ağacın dış etkenlerden korunması için büyük gayret gösteriliyor.

Ziyaretçiler, “Buradaki yerli halktan Hazreti Musa’nın toprağa diktiği asasının ölümsüzlük suyu ile yeşerdiği ve çok büyük bir ağaç olduğu söyleniyor. İçinde derin yarıklar var ancak bakımı ilgililer tarafından özenle yapılıyor. Bu doğa harikasını görmek mükemmel bir his. Öte yandan burada çok sayıda kadına gelir kapısı olması da çok güzel. Kadınlar el emeği göz nuru ürünlerini burada sergiliyor. Herkes çok sıcak kanlı ve sanki aile ortamı gibi. Asla yabancılık çekmiyorsunuz” dediler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir