Benim 5 liramı kim arakladı?

Temmuz ayı başlarında Fırıncılar Odası Başkanı Nasır Bucak’la bir vesile ile görüşmüştüm. Ekmek ve simit fiyatlarının artık fırıncı esnafını kurtarmadığını ve bu nedenle bir zam haberinin yakında duyulabileceğini söylemişti.

Temmuz’un bir veya ikisiydi. Tabi gazeteci içgüdüsüyle hareket ettik ve haberi kamuoyuna ‘Ekmek ve Simide zam yol da’ şeklinde duyurmuştuk. Haberin yayınlanmasından sanıyorum iki veya üç gün sonra kahvaltılarda tercih ettiğim simidi almak için aracımı simitçi noktasına yanaştırdım ve her zaman olduğu gibi ön camdan parmak işaretiyle iki simit istedim. 3 lirayı uzattım ve o an simidin adedinin artık 1,5 lira değil, 2 lira olduğunu öğrendim. Şaşırmıştım. Birkaç gün içinde simit artık 1,5 değil 2 liraydı. Bildiğiniz simit. Bu nasıl bir hızdı? Nasıl bir çalışma hevesiydi ki birkaç gün öncesine kadar sadece düşünce halinde olan zam, kısa süre içinde rakama dönüşüyordu…

O gündür bugündür yani yaklaşık 15 gündür de simidi 2 liraya alıyorum.

Ta ki düne kadar HESOB tarafından yapılan ‘Simit 2 lira değil, 1,5 liradır. 2 liraya satan varsa haksız kazanç elde ediyor’ açıklamasına kadar…

Hopalaaaaaaaaa!!!

Ben bu 15 gün içinde en azından 10 adet simit almıştım ki her birinde 50 kuruşluk fazladan ödeme 5 lira demekti. Yani birileri sadece simitten birkaç gün içinde benim 5 liramı araklamıştı. Sadece simitten…

*

Bir şey daha var;

Son günlerin en popüler hesap türü;

Çay ve Simit…

5 kişilik bir aile üç öğünde 2’şer simit ve ikişer çaydan günün sonunda 30 simit ve 30 çay eder.

30 simit 2 liradan 60 lira ve 30 çay iki liradan 60 lira günün sonu 120 lira…

Ne yazık ki ayda 30 gün var ve 120 lirayı 30 gün ile çarparsanız ay sonunda 3 bin 600 lira ettiğini görürsünüz.

Ne demek istediğim galiba anlaşıldı ama yine hatırlatayım; bu ülkede asgari ücret 2 bin 800 lira…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir