DİLEK AKKAYA
Tarihi uzun çarşıdaki mütevazi işyerinde daha öncede haberlerimize konuk olan Mustafa Gürler, asrın felaketinin büyük yıkıma uğrattığı çarşıda ayakta kalmayı başaran işyerinde her zaman olduğu gibi ekmeğinin peşinde.
Asıl ününü Antik Çağ’da Ortadoğu zenginlerinin alışveriş merkezi haline gelen ve gündüzler insanlara yetmeyince geceleri de direklere asılmış fanuslar ile aydınlattırarak dünyanın ilk ışıklandırılmış caddesi olan Kurtuluş caddesindeki fanusları yapan atalarından öğrendiği sanat ile kazanmış ve Tarihi uzun çarşının Son Fanusçusu olarak bilinen bir isim. Bir dönemin vazgeçilemez aydınlık gereçlerinden biri olan gaz lambalarına hayat veren Gürler, 1946 Antakya doğumlu olup, meslekte 68 yılı bitirmiş durumda. Türkiye’nin son fanus ustası olmasının yanı sıra tenekecilik mesleğinin de son ustalarından.
Dört kuşak fanusçu olan Gürler ailesinin meslekteki son temsilcisi Mustafa Usta babasının yaptığı el emeği göz nuru fanusa bakarken orada kullanılan işçilik ve sanat ile duyduğu gururu adeta gözlerinden okuyabiliyorsunuz. Baba yadigarı fanusun yanına 65 yıl önce yaptığı kendi fanusu koyarak hey gidi günler derken Mustafa Ustanın mesleğine olan saygısını çok rahat bir biçimde izleyebiliyorsunuz.
Teknolojinin gelişimine ve hayatın her alanına hâkim olan plastik eşyalara karşı sanatını icra ettiği tenekeyi anlatırken Mustafa usta, “Teneke plastiğe benzemez. Tamamı el emeği. Fabrikasyon hiç yok” diyor.
Deprem felaketinde yaşadığı büyük acıyı dile getiren Gürler, “Oğlum, gelin, torun. Hepsi gitti. Bir ben bir hanım kaldık” diyerek aktarmaya çalışıyor. Hayatta kalmasını evinin tek katlı olmasına bağlıyor.
SEKİZ METRELİK DÜKKANDAGEÇEN 68 SENE
Mustafa Gürler Usta, artık eski eser olarak görülen fanusların istek doğrultusunda yenilerini yaptığını ifade ederek “Bir zamanlar çok kıymetli olan fanuslar günümüzde ancak şark köşelerini süslemektedir. Eskiden bu fanuslar o kadar kıymetliydi ki köylerde misafirliğe giden her ailenin elinden eksik olmazdı. Hatta gelinlerin çeyizi çıkarken ilk olarak fanusu çıkardı. Fanus işini en iyi şekilde icra eden rahmetli babamın yetiştirdiği şanslı bir usta olarak günümüze kadar bu mesleği yaşatmanın haklı gururunu yaşamaktayım. Yakın dönemde birçok bakanımız fanusları bizim yaptığımızı öğrenerek bizzat dükkanımıza gelerek benden fanus yapmamı istediler. Her bir ayrıntıyı en ince bir şekilde düşünerek özenle hazırladığım fanuslar herkesin büyük beğenisini toplamaktadır. Günümüzde eski fanusları tamiri için bana getirirler ve bende ilk günkü heyecan ile ve hatta çoğu babamın yapmış olduğu fanusları görünce gururla tamirlerini gerçekleştirmekteyim. Üzülerek belirtmek isterim ki benden sonra bu mesleği icra edecek kimse olamayacak. Gönlüm bu mesleğin devam etmesini istemektedir. Mesleğimi yaşatmak adına bana düşen bir görev varsa ben hazırım. Fanus konusunda çok fazla talep olmaması beni mecburen başka eserler yapma konusuna itmiştir. Görüldüğü üzere Teneke ve bakırdan gereçler yaparak geçimimi sağlamaktayım” dedi.