HABER MERKEZİ
6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Asrın felaketinin büyük yıkıma neden olduğu ve derinden hissedildiği Hatay’da ise çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Kentin birçok yerinde ağır hasarlı ve mahkemelik binaların yıkımına devam edilirken öte yandan yeni binalar da yükseliyor. Bu bağlamda vatandaşların rahatsızlıkları ve şikâyetleri peşin sıra geliyor. Bölgedeki şikayetlerin başında ise toz sorunu yer alıyor.
Bölgede hayatını sürdürmek zorunda kalan vatandaşların yaşadıkları zorlukların başında toz ve temiz hava sorunu geldiğini söylediler.
Hatay’daki yurttaşlar, toz tabakasından nefes almakta zorlandıklarını söylerken, “Önce yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları yapıldı. Bunun neticesinde yoğun toz ve asbeste maruz kaldık. Kalmaya da devam diyoruz. Şimdi ise inşaatlar yükseliyor bunun sonucunda kentin dört bir yanı inşaatlardan gelen tozlarlar ile kaplı. Temiz hava soluyamıyoruz. Bunun sonucunda da sağlığımızdan ve geleceğimizden şüpheleniyoruz” siteminde bulundular.
Sıcağın etkisi ile toz tabakasından nefes almakta zorlandıklarını söylerken Hataylılar, “Deprem konutlarının yapıldığı bölgede çok sayıda insan hala evlerinde. O bölgeler merkez kadar zarar almadı ve yaşamalarına bir şekilde devam ettiler. Hal böyle olunca çok sayıda deprem konutu bu bölgelere yakın yerlere yapılmaya başlandı. Orada çalışmalar devam ederken çevrede yaşayan insanlar ne yazık ki unutuluyor. Dikmece, Karaali ve Alazi mahallelerinde devam eden konutlar nedeniyle mahallede toz bulutları oluşuyor. Rüzgârın da etkisiyle kalkan tozlar ve ağır tonajlı kamyonların geçtiği toprak yollardan gelen tozlar hayatımızı son derece olumsuz etkilemektedir. Hava almak için ne kapı ne pencere açabiliyoruz. Ne de dışarıda oturabiliyoruz. Dahası tüm kapı ve pencereler kapalı olmasına rağmen evlerimizin içi sürekli toz oluyor. Dışarıda oynamak, bisiklet sürmek isteyen çocuklarımızı toza maruz kalmasınlar diye engellemek zorunda kalıyoruz. Bu durum ileride telafisi imkânsız sağlık sorunlarına da yol açacaktır. Deprem Konutları mademki insanlarımız için yapılıyor, o halde yapılırken de insan sağlığının öncelikli olması gerekiyor. Sesimizin duyulmasını, duyurulmasını; yaşadığımız sorunun acil bir şekilde çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. Toz yutmaktan bıktık. Depremden ölmedik ama toz yutmaktan öleceğiz” ifadelerine yer veridiler.