Ölümlerden ve kanser vakalarından kim sorumlu olacak?

HABER MERKEZİ

Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’da sayısı artan taşocağı ve maden ocaklarına dair Bakanlığa vermiş olduğu soru önergesi ile yazılı bir basın açıklamasında bulundu.

Art arda “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilerek açılan tesislerin yıkıcı etkileri olacağına dikkat çeken CHP’li Yıldırım Kara, “Hatay’da, mayıs ayından bu yana yaklaşık 25 taşocağı ve maden tesisi için “ÇED Gerekli Değildir” kararı çıkmış durumda. İktidar, depremi gerekçe göstererek asfalt, beton, taş ocağı ihtiyacımız var diyerek bu kararları alıyor. Ancak ekosistem, insan ve canlı yaşamı ne olacak? 5-10 yıl sonra yaşanacak ölümlerden, kanser vakalarından, partiküllerin ciğerlere nüfuz etmesi sonucu doğacak sağlık problemlerinden kim sorumlu tutulacak? Hangi kamu personeli, hangi kamu kuruluşu, hangi yönetici bu sorumluluğu üstlenecek? Hatay’ın her köşesinde yurttaşlarımız, çevrelerini kirleten unsurlara karşı mahallelerini ve doğalarını korumak için mücadele ederken, ÇED raporları olmadan ve ‘Halka Katılım Toplantıları’ yapılmadan alınan bu kararlar, adeta bir kuşatma gibi. Bu tesisler, genellikle yoğun çevre kirliliğine yol açan taş ocağı, kalker, karma-eleme, cüruf geri kazanım ve hazır beton santrali gibi işletmeler. Bu faaliyetler, çevrede yaşayan yurttaşlarımızı tozdan dolayı pencerelerini açamaz hale getiriyor, su kaynaklarını ve toprakları geri dönülemez şekilde kirletiyor” dedi

Kirletici Tesislerin Sebep Olduğu Sağlık Etki Maliyetlerinin Faturasını Kim Ödeyecek?

Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, “Samandağ, Defne, Arsuz, Kırıkhan, Yayladağı, İskenderun ve Antakya’da tesislerin kurulumu için artan patlatma faaliyetleri, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atıyor; halk ve çevre sağlığına uzun vadeli zararlar veriyor. Depremden sağ çıkan yurttaşlarımız, şimdi de hava kirliliği nedeniyle solunum yolu hastalıkları, cilt hastalıkları ve alerjik hastalıklar gibi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalma riski taşıyor. Halk sağlığı ve çevre sağlığı bu kadar ciddi bir tehdit altındayken, Bakanlığa gerekli önlemlerin nasıl alındığını, patlatma işlemlerinin nasıl yönetildiğini ve çevreyi kirleten işletmelere nasıl yaptırımlar uygulandığını sorduk. Henüz cevap alamamış olsak da, yanıt beklemeye devam ediyoruz” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir