13 Aralık 115 günü Antakya büyük bir depremle sarsıldı: “Önce birdenbire büyük bir kükreme duyuldu ve bunu muazzam bir sarsıntı takip etti. Tüm dünya yükseldi ve binalar havaya sıçradı; bazı binalar yıkılmak ve parçalanmak üzere yerinden oynadı, diğerleri ise sanki denizin kabarmasıyla bir o yana bir bu yana savruldu ve devrildi” (Cassius Dio, Roma Tarihi)
Deprem sırasında şehirde bir sefer dönüşünde Antakya’da kalan Roma İmparatoru Trajan ve halefi Hadrianus da bulunuyordu. Binlerce Romalı devlet görevlisi, senatör, askerler birlikte. Binlerce insan öldü, Antakya yıkıldı. Yaralı kurtulan İmparator Trajan depremin faturasını ‘uğursuz’ Hristiyanlara kesti. Antakya Psikoposu olan din bilgini Antakyalı Ignatius, yakalanıp Roma’ya götürüldü. Ve ceza olarak Collesium’da aslanlara atıldı. Günlerce aç bırakılan aslanlar birkaç dakika içinde din adamını parçalayarak yedi….
Yıl 115 ve o dönemin yöneticileri ‘Bu kadar insan öldüyse bir sorumlusu vardır’ diye düşünmüş. Elbette ki suçlusu o zavallı din adamı değildi. Ancak o tarih itibariyle böyle inanılıyordu ve suçlusu o olarak biliniyordu. Aslanlar günlerce aç bırakıldı. Artık onların önüne neyi atsanız parçalayarak öldüreceklerdi. Antakya Psikoposu olan din bilgini Antakyalı Ignatius dakikalar içinde cezasını çekti.
Yıl 2023. Aradan 1900 küsür yıl geçmiş. Antakya’da bir kez daha büyük bir deprem olmuş. 100 bine yakın insan üstelik 3 gün boyunca şubat ayının soğuğunda enkaz altında acı çekerek ölmüş. On binlerce bina yerle bir olmuş. Sadece deprem öncesi imar uygulamaları açısından değil deprem sonrasında da gerekenler yapılmamış. 20 ay geçmiş halen yetersizlikler diz boyu…
20 ay geçti ve halen bekliyoruz;
Acaba bu kez gerçekten suçlu olanlar mı atılacak yoksa yine Antakya Piskoposu Ignatius aslanlara kurban mı edilecek?