Aslında onlar değil, biz öldük ve üstelik cehenneme gittik!

Şu Fay hattı dedikleri sadece evlerimizi, işyerlerimizi delip geçmedi. Aynı zamanda yüreklerimizi, psikolojimizi de delip geçti. Artık ne Antakya bir daha eski Antakya olacak, ne de biz eski biz!

Yıktı geçti Fay hattı!

Ne barınacak evimiz ne de geçinecek işimiz kaldı!

Kimimiz göçtü buralardan, doğup büyüdüğü toprakları terk etti. Kimimiz ise burada kaldı ama yürekleri çok uzakta ta fay hattının daha da altında kaldı.

Yaşamlarını kaybedenler bir yandan şanslılarda; görmediler burada çektiğimiz eziyeti, işkenceyi, sahipsizliği ve yalnızlığı…

Yalnızlığın, sahipsizliğin nasıl acı verdiğini bilmediler!

Doğup büyüdüğün topraklarda, kendi vatanında, kendi bayrağının şemsiyesi altında nasıl da yağmalandı sahip olduğumuz her şey şahit olmadılar!

Şanslılar çünkü çadırların altında o zemheri soğukta sahipsizliği yaşamadılar!

Görmediler ki bir tas çorba için uzayan kilometrelerce kuyruğu…

Bir ekmek için sadece bir ekmek için yardım tırlarına üşüşen Antakyalıyı görmediler!

Onlar enkaz altında can çekişirken, bizim de yeryüzünde nasıl can çekiştiğimizi görmediler!

Onlar sadece öldüler ve sonra gömüldüler!

Ama biz sadece ölmedik can çekiştik günün her saniyesinde…

Onlar öldüler biz ise öldük dirildik ve bir daha öldük ve bir daha dirildik yeryüzünde…

Kamyonlar…

İş makineleri…

Disiplinsizlik!

Denetimsizlik!

Taş ocakları…

Beton santralleri…

REZERV alan…

Elektrik…

Su…

Çevre kirliliği…

Moloz dağlarıyla çevrili cadde ve sokaklar…

Asbest!

Harabe olmuş kimsenin dokunmadığı parklar!

Ve dahası…

Onlar değil, biz öldük ve üstelik cehenneme gitmişiz aslında!

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir