Eğitim, toplumun temel taşlarından biridir. Bir toplumun sağlıklı işlemesi ve gelişmesi, eğitim sistemine dayalıdır. Ancak eğitim, sadece bilgi aktarımından ibaret değildir. Gerçek bir eğitim, temelinde bağ olan, karşılıklı sorumluluk duygusuyla -tüm toplumun birbirinden sorumlu olduğu hissi- hareket eden ve tıpkı bir organizma gibi çalışan ortam ve okullarda mümkündür; kısacası hayatın her alanında… Okullar, sadece öğrencilere bilgi vermekle kalmamalı, aynı zamanda onlara dayanışma ve birlik duygusu kazandırmayı da hedeflemelidir. Eğitim kurumları; öğrenciler, öğretmenler, ebeveynler ve toplum arasında güçlü bağlar oluşturmalıdır. Bu bağlar, bir aile gibi hissetmeye ve karşılıklı sorumluluk duygusunu geliştirmeye katkı sağlamalıdır. Öğrenciler, okulda sadece verili olanı almakla -pasif-kalmamalı, aynı zamanda etken bir şekilde birbirleriyle ve toplumlarıyla nasıl bağ kuracaklarını da kavramaya başlamalıdırlar ve bu şekilde her birey, toplumun genel işleyişinde kendi rolünün ne olduğunu anlamaya başlar ve toplumu büyütmek -geliştirmek- için de topluma gereken desteği verir.