“Biz namuslu yaşadık Tilda.”

Yaşar Kemal’in 50 yıllık eşi Tilda’nın ölümünün ardından yazdıkları…

“Tilda benim arkadaşımdı. Dostumdu. Kardeşim, kardeşten de öte bir şeyimdi. Edebiyat konuşurduk, siyaset, felsefe. Biz 50 yılı böyle geçirdik. Konuşarak.
Bir yanım gitti benim. Üç ay kadar nefes alamadığımı hissettim. Boğazıma gelip tıkanıyordu nefesim. İnsanın en yakınının, 50 yıllık arkadaşının ölmesi öylesine bir acı ki, yalnız yazmak değil, nasıl yaşarım diye de düşünüyor insan. Sanki şimdiye kadar hep beraber yazıyormuşuz gibi.
Evlilik uygarlığın uydurduğu bir meseleydi ve esas olan hayat içinde yaşamak dediğimiz bütün o şeyler olup biterken, senin gördüğünü gören biriyle ‘sıra arkadaşı’ olmaktı. Yoksa 50 yıl ne konuşur insan “karısıyla”, “kocasıyla”? Belediye başkanının verdiği yetkiyle bir memur sizin beraber yatıp, üremenize izin verdi diye… Ama sıra arkadaşı…
Sıra arkadaşı insanın, önünde durmaz, arkasında da. Yanında durur. Böyle, yan yana durur işte. Siz yan yana dururken başınızdan olaylar geçer. Hayat denen dersi bir aralık kollarsın hep “gördün mü? ” demek için.
Çünkü mesela hep eteği sarkar iktidarın.
“Gördün mü” deyip, iki kişilik gülersin.
Mesela sıra dayağına çeker sizi hayat. “Acıdı mı?” dersin. Acıyan yerlerini gösterirsin birbirine. Geçince ya da geçti sanınca, “gördün mü?” dersin. “Bak geçti”.
Yokluklarda, yoksunluklarda yoklama yapacağı tutar hayatın. “Eksik” yazılmasın diye o, atarsın kendini ortaya. Yalanlar, masallar, hikayeler; oyalarsın zamanı. Ne yapar yapar “eksik” dedirtmezsin sıra arkadaşın için. Sonra bir aralık bulup yine:
“Gördün mü?” dersin, “iki kişi olunca nasıl idare ediyoruz birbirimizi”.
Herkeslerden gizli, hınzır şeyler yaparsın birlikte. “Düşersin” diye çıkarmadıkları yükseklere çıkıp, “boğulursun” diye göndermedikleri dehlizlere dalarsın birlikte. Maceraların arasından parmaklarınız uçuşur güzel ve tuhaf şeyleri işaret etmek için:
“Gördün mü? ” dersin, “Görecek daha çok şey buluyoruz iki kişiyken”.
Gün gelir, bir rüya görünce bile “gördün mü?” dersin. Çünkü iki kişilik yıllanmış uykularda akıllar bile ılıyıp karışır birbirine.
Bazen başkalarına gönlü kayabilir bile insanın, başka “sıralara”. Hayat uzun ya! Ama o başkalarına “gördün mü?” diyemeyeceğini anladığın anda… Sıraya dönüp yine:
“Gördün mü?” dersin, “Her şey bizim iki kişilik evrenimiz içinde olup bitiyor aslında. Olup bitiyor! İçinde!”
Ama sıra arkadaşı gidince… “Hayat sürüyor” diyorsun ha? Hadi ya?”
*****
Yaşar ve Tilda sıradışı bir beraberlik yaşadılar. Güçlü bir farkındalık içerdiği için büyük ustanın bu yazısını sizlerle paylaşmak istedim. Okurken şunu düşündüm; insanın ya böyle nitelikli bir beraberliği olmalı yada hiç olmamalı…
SEVGİ’nin ana renkleriyle bezenmiş bir yaşamınız olsun…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir