DEPREMİ FELAKATE ÇEVİREN KİM YA DA KİMLER

6 Şubat Pazartesi Deprem sabahı felaketin ve karanlığın gölgesinde yaşanan facianın izleri tanıdığımız tanımadığımız her bir canın acısıyla birlikte deprem faciasının çaresizliğini yaşadık. Oysa birkaç saat önce kimimiz yarının planını yaparken kimimiz geleceğe dair düşüncelerle yataklarımıza girmiş uykuya dalmıştık, ta ki saat 04 17 de şiddetlenen sarsıntılar yıkılan binalar insanların feryat figan sesleri ve aydınlanan günle gelen ölümler…

Bu depremde öğrendik ki!!! Uygun zemine deprem yönetmenliğine uyularak hazırlanmış projeleri kafiyeli elaman kullanarak doğru düzgün denetimle inşa edebilsek çok büyük depremlerde bile binalar ayakta kalıyor. Yönetmelik hükmüne harfiyen uyulursa inşa edilen yapı beklediği depreme de hazır olduğundan direniyor, bu yönetmenliğe uyulmadığından büyük yıkımlar ölümler ve yaralanmalar gerçekleşiyor.

Şimdi bu soruları sormak istiyorum. Bu kurallara uymak çok mu zor? Bilinmiyor mu? Bilinmek istenmiyor mu? Yoksa yüksek rant hırsı insanların ölümüne sebep olacak kadar değerli mi?

Tıkanıyorum boğazım düğümleniyor gözlerim doluyor aşırı duygusallaşıyor yazacaklarımı toparlamakta zorluk çekiyorum kaçıncı ara vermem sayamadım  kentin harabe hali yaşanan acılar yaralanan ölen insanlar ve yaşam mücadelesi ah ah ah ruhum acıyor!

Deprem yaşadığımız günden beri şunu hep merek ettim. Evlerinde aileleri ile huzurlular mı?

Görevlerini yerine getirememenin acısını hissediyorlar mı? Diye. Bu merakımın muhatapları kimler bilemem ama umuyorum vicdanlarını duyma zahmetinde bulunurlar. Unutmadan bir de deprem ziyaretinde bulunup güya desteğe gelenler şov ve reklam için geri gidenler ayıptır günahtır nerede verdiğiniz vaatler ve sözler acılarımızı paylaşmaktan çok her gelen almış eline telefonu enkaz ve enkaz altında kalanları videolarını çekerek paylaşıyor, umuyorum ki şov ve reklamdan çok destek yardım ve çözüm üretmek, yada gönül dostluğu için bu yapılıyordur çünkü duyarlı olmak tamamen insani boyutudur.

Ve Antakya deprem öncesi ve sonrasında derinleşen bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar.

Su Yok

Elektrik Yok

Kentin her tarafını kaplayan kirlilik

Cadde ve sokakların akıl almaz hali

İnsan ve şehrin başına dert olan yıkım ekipleri

Havaya karışan asbet tozları

Geçim Sıkıntısı

Barınma sıkıntısı

EÄŸitim ve okullar

Kamu ve kurumlarının dahi bilgisizliği ile oradan oraya sürüklenen insanlar, daha da uzar gider bu liste, ne yazık ki yavaş işleyen sistem hızlandırılsa çözüm odaklı olunsa sorunlarda boyut değiştirir çözüme kavuşur diye düşünüyorum.

Yerel ve genel olarak tüm yetkililer neredesiniz? Artık yaşanan deprem felaketine yüzünüzü dönün uzaktan yaşamakla bire bir yaşamak arasında büyük fark vardır. Son olarak bunu da yazmadan yazımı bitirmek istemiyorum. Depremi felakete çeviren bizim bilgisizliğimiz, umursamazlığımız, kaderciliğimiz kısaca cehaletimiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir