Emekli mi olsam artık

Daha önce şaka ile karışık birkaç kez ‘Emekli mi olsam artık’ diye içimden geçirdiğim olmuştu. Ancak son dönemlerde bu duygumu çok daha açık ve net cümlelerle dile getirmeye başlamışım.

Benimkisi yaş haddinden değil ama…

Yorgunluktan!

Beden değil ama…

Ruhsal yıpranmışlıktan!

Diyeceksiniz ki; seninki de iÅŸ mi?

6 Şubat’la birlikte ruhsal yıpranmışlığı yaşamayan bir tek Antakyalı kaldı mı ki?

Kalmadı mı?

Emeklimi olsun o halde kocaman bir kent!

*

Aslında haklısınız!

Önce enkaz altında günlerce kaldık.

Yetmedi; yıkıntılar arasında ki evlerimiz aylarca hırsızların hedefi oldu.

Deprem evlerimizi, hırsızlar eşyalarımızı yağmaladı.

ASBEST içeren yıkıntılar vahşi yöntemle vahşiden farkı olmayan kamyonlara yüklenerek kentin birçok noktasına gelişigüzel döküldü.

Hemen her alanda yaşanan yetersizliğin birkaç ay da biteceğini sanmıştık ama…

Toz ve pislikle yaşam ne yazık ki 2,5 yılı geride bıraktı.

Sokağı, caddeleri lağım suyu altında kalan şehrim.

Geceleri aydınlatacak elektriğin Antakya ve Defne yerine Suriye’de ki SELEFİLERE verildiği kentim!

Depremden hemen sonra giden ve bir daha kente döndüğünde ayağı, kolu kırılmış şekilde gelen İnternet.

Her taraf çöp, mikrop, pislik ve belirsizlik!

Kaç 2,5 yıl daha sürer ‘Sabır talepleri’ kestiren de yok!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir