Gıkım çıkmayacak söz size!

Doğup büyüdüğüm toprakların insanları…

Hiçbir şeye değişmem, değişemem onları.

Sabahat, Necma, Samiye, Atiye, rahmetli Hüsniye ve Bedia teyzelerim.

Bugün artık hafızasında ciddi sorunlar yaşayan annemin en yakın dostları, arkadaşları…

16 yaşlarımdan itibaren onların gürültüye benzer sohbetleriyle uyanırdım.

Evimizin avlusunda sabahın erken saatlerinden doluşurlardı. Kahve eşliğinde ki sohbetleri başlardı. Çoğunlukla kahkaha atılırdı. Mahalle de ne yaşanmışsa o gün o sohbette konuşulurdu.

Ben ise uyuyor olduğum için seslerinden rahatsızlık duyardım. Sırf bu nedenden dolayı annemle çok tartışmışımdır…

Bu arada Emsal ablayı da unutmamak lazım. Gezi şehidimiz Ahmet Atakan’nın annesi. Diğerleri kadar olmasa da bu sohbetlere eşlik ederdi. Kızardım, sinirlenirdim, tepki gösterirdim…

Yıllarca böyle sürdü.

Mahallemin insanları mutluydu.

Bazen kahvaltılar bir araya getirilip bir evde yapılırdı.

Biz de olduğu zaman rahmetli Bedia teyzemin kahkahaları yeri göğü inletirdi.

Annem Hüda’ın sesi zaten çok yüksekti.

O gün uyumak ne mümkün?

Böylece aradan uzun yıllar geçti.

Sonra ben büyüdüm.

Evlendim, çocuğum oldu, boşandım…

Evim, arabam, işim oldu…

Ancak onların bu sohbetleri aralıksız sürdü.

*

Ta ki Pandemi dedikleri güne kadar!

Her şey o gün başladı.

1,5 yıl devam etti.

Ne sesleri çıkıyordu artık ne de solukları…

Yalnızlaştı herkes.

Çoğu kişi ruh sağlını kaybetti.

Ruh sağlığını kaybedenlerin arasında ne yazık ki annemde vardı.

Koca 1,5 yıl böyle geçti.

Hatırlayanlarınız olacaktır o günlerde ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ denmişti. Öyle de oldu. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi…

Pandemiden sonra ağır bir toparlanma süreci yaşandı.

İnsanlar yavaş yavaş eski yaşantılarına döner gibi oldular.

Herkes yeniden ayaklanıyor gibiydi.

İşyerleri açılmış insanlar gidip geliyordu.

Arabalar yeniden yollarda, kaldırımlar gençlerle doluyordu…

 

Biraz daha rahat nefes almaya başlanmıştı sanki…

Sonra 6 Şubat Günü geldi!

Yıktı geçti yürekleri…

Yıktı geçti evlerimizi, işlerimizi, hayatlarımızı…

Ve yıktı geçti sabah kahvesi eşliğinde ki gürültülü sohbetleri…

Artık o sohbetler yoktu!

Ve şimdi;

Atiye teyze, Necma abla, Sabahat abla, Hüsniye, Bedia teyze ne olur gelin, bir kere daha gelin ve yine kahve için ve yine hem de çok gürültü yapın!

Gıkım çıkmayacak söz size!

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir