İnsanlar gördüm ekmek ekmek diye alacalı her şafağa ev sahipliği yapan, bir kuru ekmek alabilmek için gecesini gündüzüne katan, çalışmadan bir gün bile geçirme lüksü olmayan.
İnsanlar gördüm çocuklarına bir hayat verebilmek için ömürlerinin her anını harcayan, geriye dönüp baktıklarında ise hiçbir şeyleri olmayan.
Çocuklar gördüm hayatın hoyratlığından nasiplerini daha şimdiden alan, omuzlarına bırakılmış yüklerle kamburlaşan. Bebekler gördüm bir oyuncakları bile olmayan, annelerinin endişeli gözlerinden hayata bakan. Yaşlı insanlar gördüm alınlarının çizgilerine doluşmuş yalnızlıklarından başka kimseleri olmayan.
Çok insan gördüm hayatın ağırlığından belleri bükülen, gözlerinin feri tarafından terk edilen. Çok insan gördüm boş gözlerle bakıp yaşadığını sanan.
Gördüm zahir olmayan gözlerle, dünyanın yalnızca mermerden yapılan mezarlıklardan ibaret olmadığını. Gördüm insanların bir hiç uğruna yaşamaya çalışarak takvim yapraklarını çürüttüğünü. Gördüm insanların koyunlarını değil aslında hep kendilerini güttüklerini. Gördüm insanların kalplerinde yanan korku ateşlerinin aşikâr sıcaklığını. Gördüm evlerin ocaklarında pişen mutsuzlukların karışımını. Gördüm gençliğin bir serap gibi insanı yanılgıların beşiğine düşürdüğünü. Gördüm aklın başa gelince ömrün de tükendiğini. Gördüm insanın insana duyduğu hasreti, bir kelimenin sıcaklığını dahi fellik fellik aradığını. Gördüm insanın kaskatı bedenlerinin altında gizlenen yardım arayışlarını.
Ve gördüm tüm farklılıklara ve uzaklıklara rağmen birbirimizden başka kimsemiz olmadığını. Gördüm birbirimizin gölgelerine dahi ihtiyaç duyduğumuzu. Gördüm hayatın müşterekliğinin her zerresini. Gördüm hayattaki ıstırabımızın tek sebebinin aramızdaki ayrılıktan ileri geldiğini. Gördüm ve bildim ki artık birleşmenin vakti..