İHD ve Kesk Şubesinden anlamlı eğitim!

HABER MERKEZİ

İnsan Hakları Derneği Hatay Şubesi ve Kesk Şubeler Platformu, KESK Koordinasyon Alanında iki gün eğitim düzenledi. İlk gün “Toplumsal Cinsiyet” 2.gün ise “Mobbing” konusunu ele alan eğitimler yoğun ilgi ile karşılandı.

Eğitimci Handan Coşkun eğitimde sırasında yıllarca gazeteci olarak, sonrasında kadın merkezi ve sığınma evinde çalışan toplumsal cinsiyet ve kadının insan hakları alanında yaşadığı sorunları aktardı.

İnsan Hakları Derneği MYK üyesi Handan Coşkun, “Toplumsal cinsiyet bir toplumda kültür, gelenekler, eğitim, din ve kamusal alan tarafından uygun görülen roller ve sorumluluklar, davranışlar, konumlar, beklentiler, güç ve ayrıcalıklar, hak ve fırsatlardır. Feminizm cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürü ve baskıyı sona erdirmeye çalışan bir harekettir. Türkiye’de feminizmin tarihi 1980’lerde başlamaz, Osmanlı dönemine dayanan tarihî bir geçmişi bulunmakta. II. Meşrutiyet döneminde, kadınlar çok sayıda dernek kurmuşlardı ve kadınlara yönelik ya da kadınların çıkardığı çok sayıda yayın mevcuttu. Bu dönemde kadınlar kendilerine feminist demeseler de aslında kadınların ezilmişliğine dair feminist fikirlere sahiptiler. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Toplumsal cinsiyet eşitliği çok boyutludur. Kavramı kullanacak olanın dünya görüşüne, eşitlik konusundaki yaklaşımına, yaklaşım içinde toplumsal cinsiyet eşitliğine verdiği öneme ve değere göre değişiklik gösterir. Toplumsal Cinsiyet Duyarlılığı Toplumsal cinsiyet duyarlılığı kadın, erkek, LGBTİ+ ları bir bütün olarak kapsar. Genel ihtiyaç, ilgi, alaka, farkındalık duyarlılık ve saygıyı kapsar. Örneğin, aşağılayıcı bir dil kullanmama, kalıp yargılardan kaçınma, farklı ihtiyaçların karşılanabilmesi için olanaklar sağlama bu duyarlılığın göstergeleridir. Toplumsal Cinsiyet Körlüğü Toplumsal cinsiyet körlüğü ise görev, rol ve sorumluluklarının belirli sosyal, kültürel, ekonomik ve politik bağlamlarda farklılığını ve bu farklılıkların ayrımcı uygulamalara kaynaklık ettiğini kabul etmemektir. Toplumsal cinsiyet körü olan projeler, programlar, politikalar ve tutumlar farklı rolleri ve farklı ihtiyaçları dikkate almaz, statükoyu korur ve toplumsal cinsiyet ilişkilerinin eşitsiz yapısının dönüştürülmesine yardımcı olmaz. Toplumsal cinsiyet kimliği vurgusu Eşitlik, kadınların ve erkeklerin aynı olacağı anlamına gelmez. Kadınların ve erkeklerin haklarının, sorumluluklarının ve fırsatlarının erkek ya da kadın olarak doğmalarına bağlı olmayacağı anlamına gelir. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının varlığı, 1960’lı ve 1970’li yıllarda BM’ye üye ülkelerin üzerinde ortaklaştığı en önemli toplumsal sorun alanlarından biri olmuştur. Bu nedenle de 1979’da toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması için BM tarafından Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) Hazırlanmıştır. Mobbing ise; İşyerlerinde bir veya birden fazla kişi tarafından, diğer kişi ya da kişilere yönelik gerçekleştirilen, belirli bir süre sistematik biçimde tekrarlanan, yıldırma, karşısındakini pasifize etme, işten soğutma, iş yaptırmama veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan; mağdur ya da mağdurların kişilik değerlerine, mesleki durumlarına, sosyal ilişkilerine veya sağlıklarına zarar veren; kötü niyetli, kasıtlı, olumsuz tutum ve davranışlar toplamıdır” açıklamalarında bulundu.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir