İmkânsızı Fethet

Bugün, gözlerimi güne ve yeniye açma sanrımdaki ruh halim, hiç olmayacak bir yerde kahkaha atmak isteyen, ancak susması gerektiği için nefesini tutan çocuklar gibi. Diğer bir yarım ise geçmişi bırakıp, berraklaşmanın ve gelecek için yeni niyetler yaratmanın, yani değişimi uygulayacak, yayacak, yeni stratejiler geliştirecek bir döngüyü başlatmış, yeni bir seçimle yeni bir güç başa gelmiş gibi sevgili şapşiğim…

Kalbim dedi ki, imkânsız! İmkânsız… Sadece dünyayı değiştirmek üzere sahip oldukları gücü keşfetmek yerine, önlerine konulan koşulları yaşamayı daha kolay bulan küçük insanlar tarafından ortalıkta oradan oraya savrulan büyük bir sözcük sankim. Oysa imkânsız, bir gerçek değil, sadece bir görüş. İmkânsız, bir açıklama değil, o bir meydan okuma. İmkânsız, potansiyel. İmkânsız, geçici ve imkânsız hiçbir şey be şapşik. Yüzleş imkânsızınla ve fethet.

Sanırsam programımı ve davranışlarımı değiştirirsem, o zaman hiçbir eski, olumsuz programım beni aşağıya çekerken ya da engellerken, yaşamla mücadele etmeye devam etmek zorunda olmam. Sadece, zihnime belirli, yapıcı yönergeler vermeyi öğrenirsem, o zaman işleri istediğim şekle sokma ve bunu sürekli kılma şansım olur be şapşiğim.

Programlamamda değişiklik yaparak hayatımda da değişiklik yapabileceğimi kavradığım zaman, ilk kez, önümde inşa ettiğim olumsuzluk, şüphe ve yıkıcı güvensizlikten oluşan bir çatlak gördüm. Beni tutan, yenen şeyin kendisinin de yenilebileceğine inanmaya başladım. Heyecan verici, yeni bir geleceğin, duvarın arkasında durup onu geçmeyi bekleyen her bir parçam için neredeyse hazır olduğunu fark etmeye başladım.

O duvarı kırıp geçmek ne heyecan verici bir karar. İçimdeki her bir parçam, bunu yapabilirizzzz! Gerçek duvarın ne olduğunu bir kez algıladık mı, onu geride bırakabiliriz.

Eeee hadi o zaman, ben varım. Ya siz?

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir