İnsan biyo-psiko-sosyo bir varlıktır. Yani kainattaki en işlevsel canlıdır. Taşıdığı özellikler itibariyle en değerli varlıktır da aynı zamanda.
İnsan, hem çevreye uyum hemde çevreyi kendine uydurma yeteneği olan tek varlıktır. Hal böyle olunca zaman zaman olumlu şeylerle birlikte olumsuz şeylere de imza atabiliyor. Kendiliğinden var olanlar dışında evrene dahil olanlar tamamen insanın yapıp etmeleridir. Savaşan da barışan da insandır. Yaşamı kolaylaştıran da zorlaştıran da insandır. İnsan insanlık adına ideal bir sistem oluşturmaya çalışmalıdır. Bu ideal sistemin adı da ” mutlu insan ” olmalıdır. Tam bu noktada Albert Camus’un sözünü paylaşmak gerekir. “Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.” Evet bir insanın tek başına mutlu olma şansı yoktur. Mutluluk insani bir duygu olarak paylaşılmalıdır.
Konumuzu özetleyen öykümüzü keyifle ve düşünerek okuyalım.
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra, pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün keyif yapıp evde oturacağını hayal ediyordu. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, oğluna söz vermişti; bu hafta sonu parka götürecekti onu, ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı:
– “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni parka götüreceğim!” dedi.
– Sonra düşündü:
“Oh be, kurtuldum! En iyi Coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez!”
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi:
– “Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz!” dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu ibretlik açıklamayı yaptı:
– “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti!”
SON SÖZ:
“İnsanlar akıl ve kalbi olgunlaştırmaktan bin kat daha fazla, kendileri için zenginlik biriktirmeye uğraşırlar. Oysa mutluluk için, şüphesiz ki insanın elindeki şeylerden daha ziyade, insanın içindeki şeyler önemlidir.” A.Schopenhauer