NE VE NASIL YAŞADIĞIMIZI BİLSENİZ ‘İYİ Kİ ÖLDÜK’ DERDİNİZ!

Ölenlerin kurtulduğu kalanların ise her gün ölümü dilediği

Bir kent haline getirdiniz ANTAKYA’YI!

1 Mayıs’ı değil, 6 Mayıs’ı yazacağım. İki önemli anlamı var bu tarihin. Deniz Gezmiş gibi bir yurtseverin faşist cunta tarafından katledilmesi diğeri ise Antakya’da meydana gelen katliamın 15. Ayı…

Büyük acıların yaşandığı o gün.

Herkesin yatağında olduğu ve ölüme yatağında yakalandığı gün!

Ne olduğunu bile anlamadan, bilmeden o güne kadar belki duydukları en korkunç ses eşliğinde beton yığınlarının arasına gömüldüler.

Çığlıklar eşliğinde ölümü çağırdılar.

Soğuk beton parçaları altında ölümü beklediler!

3, 5, 15, 25, 55 değil tamı tamına 72 saat ve belki fazlası kurtarılmayı umdular.

Deprem olduğunda gün aydınlanıyordu.

Sonra gündüz oldu.

Sonra gece ve sonra bir daha gündüz ve sonra yine gece ve yine gündüz!

Bu kadar kaldık enkaz altında.

Enkazda ölenlerimize sorabilsek onlar için zaman kavramı buydu yani!

Karanlıkları yırtan çığlıkları ne yazık ki giderek azaldı ve önce küçük bir sese dönüştü ardından inler gibi oldular ve nihayetinde bir daha hiç nefes almamak üzere sustular!

Ve onlar Antakyalılar!

Antakya onlardı!

Şimdi aradan 15 ay geçti.

O gün ölenler gittiler bize veda etmeden.

Biz ise o gündür bugündür her gün ölüyoruz.

Antakya’mızın enkazı kamyonlarla götürülürken öldük,

Evlerimiz her gün yağmalanırken öldük,

Bir lira olan şey 5 katına çıkınca öldük,

Anılarımızı gizlediğimiz binalarımızın yok oluşunu her gün seyretmekle öldük,

En değerli arazilerimizi riskli alan ilan etmenizle öldürüyorsunuz bizi her gün.

Rezerv alanlarınız,

Belirsizliğiniz ve 15 ayı geride bırakırken halen süren yıkımınız…

Ölenlerin kurtulduğu kalanların ise her gün ölümü dilediği bir kent haline getirdiniz Antakya’yı!

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir