Aralık 2024’te motosikletlerine atlayarak Suriye’de devrim yaptıkları öne sürülen kişiler sahil bölgesinde yaşayan insanları katletmeye devam ediyor.
Şöyle böyle katliamlar değil. Canice ve kana susamış yaratıklar gibi saldırıyorlar. Allah’ın yarattığı hiçbir canlıya yaratık demek doğru değil ama bunlara başka bir ad bulamıyorum.
O kadar pervasız hareket ediyorlar ki işledikleri katliamları gizlemek yerine tam tersini yapıyorlar. Hatta kendilerinin çektikleri ve yayınladıkları videolarla belgeliyorlar da…
İşledikleri katliamlarla gurur duyacak kadar adileşiyorlar!
Açık açık böğürüyorlar Suriye’de bir tek … kalmayana kadar katledeceğiz diyorlar.
Orada yaşayanları evlerinden topraklarından sürüyorlar.
Gidecek hiçbir yerleri olmayan bir avuç silahsız insanı dağlara sürüyorlar.
Aç ve susuz gidecek bir yerleri olmayan insanları…
Suriye’de ki yönetim ve yönetimin anlayışı bu!
Atalarından bir farkları yok!
O günde Hz. Muhammed düşmanlığı, Hz. Ali düşmanlığı, Ehlibeyt düşmanlığı yapıyorlardı bugünde İsrail’i, ABD’yi dost bilerek yapmaya devam ediyorlar.
*
Peki oradan sürülen bir avuç insan,
Zulüm gören bir avuç insan,
Bedenleri parçalanarak katledilen o bir avuç insana Yayladağı sınır kapısı neden açılmadı!
2011’de ‘Ensar’ adı altında açık kapı politikası izleyen Türkiye o bir avuç insanı ‘Ensar’ edasıyla neden karşılamadı?
“Suriye’de Bir katliam, bir zulüm yaşanırsa elbette kapılarımızı açarız’ diyen AK Partili Milletvekillerine Sayın Yayman’a, Sayın Özel’e MHP Milletvekili sayın Kaşıkçı’ya sormak istiyorum verdiğiniz sözlerde neden durmadınız veya duramadınız?