Tıpkı Antakya’m gibi…

Ben öldüm, sen öldün, o öldü ve biz öldük!

Antakya öldü!

Defne öldü!

14 ay önce birlikte öldük!

Artık yok Antakya ve hiçbir zaman olmayacak!

Saray caddesinde Çağlayan Döner mesela, Abdo Döner, Saray saatçilik, Anadolu Restaurant ve elbette hemen sokağın başında ki Yoğurtçu’nun unutulmaz humusu…

Cumhuriyet caddesinin ortalarına doğru, Antakya lisesine yetişmeden hemen önce turşu dükkanları var. Her türlü sebzenin turşusunun yapıldığı o dükkanlar. Kırtasiye dükkanları ve birkaç emlakçı da vardı. Unutmadan caddede Liseye doğu giderken sağ tarafta her zaman kocaman döneri ile bir dükkân daha vardı. Ve caddenin en başında ki Postane…

Ya Gündüz caddesi. Sağı solu dükkanlara bezeli Gündüz caddesi. Yılların kırtasiye dükkânı Edipoğlu, az yukarıda terzi Ahmet abi, Şabanoğlu Ekmek Fabrikası, Baharatçı, Kasap Şemso, Kamil Topraklı Tavukçuluk ve dahası…

Çekmece seni unutmak mümkün mü?

Çekmece caddesinde ki Bakkal Sabri amca, Kasap Kemal, hemen sonra ki kıraathane ve Kasap Züher, Kasap Aytaç ve birçok yer daha…

Ve bunlar bir daha hiç olmayacaklar. Bir daha hiç o günleri yaşayamayacağız. Hepsi gitti. İsimleri de dükkanları da anıları da. Ölmek için illa ruhun gitmiyor. Ruhun gitmeden de ölünüyormuş. Öyle oldu işte ruhu yaşarken öldü Antakya!

Bende öyle ruhum halen canlıyken öldüm!

Tıpkı Antakya’m gibi…

Tıpkı Antakya’m gibi…” için bir yorum

  1. Antakya’yı yasatacağınıza inanıyorum. Geçmiş olsun güzel kentimize. Gidenler ışıklarda kalsınlar. Çok üzgünüz. ⚘

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir