Aşkı ve sevgiyi hoyratça tükettik!

“Baharı yaz uğruna tükettik,

Aşkı naz uğruna.

Ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna.

Derken ömrü tükettik bir hiç uğruna”

Dizeleri vardır, kimin olduğunu çok net bilmiyorum ama ne kadar da günümüze uygun yazılmış öyle değil mi?

Çünkü özelikle son zamanlarda hep tüketmek için yaşıyoruz.

Örneğin; Sabah kalkıyoruz aklımıza ilk gelen kahvaltımız ya da kahvemiz, öğlen oluyor yine kendimiz için bir şeyler düşünüyoruz, akşam oluyor ve derken günler sürekli kendimiz için bir şeyler isteyerek ve tüketerek geçiyor. Bu tüketimi yaparken bir şeyler üreteyim derdi ve kaygısı yok. Bunlar maddi olarak sürekli tükettiklerimiz.

Bir de manevi olarak tükettiklerimiz var ki ve bence en tehlikelisi de o.

Manevi tükettiklerimi ne biliyor musunuz?

“Sevgi”, “Saygı”, “Aşk”

Hoş zaten ağızlara sakız olmuş sevgi, aşk. Eski anlamını yitirmiş.

Her gün dilimizden dökülen onca kelime arasında en çok anlamını yitiren, en çok özünden uzaklaştırılan, değersizleştirilen ve tüketilen kelimelerin en başında “sevmek” ve “âşık olmak” geliyor zannımca.

Bakın bir etrafınıza ya da kendinize birinin kalbine, ruhuna, yaşamına dokunayım derdi yok. Sadece Çıkarlar var. Menfaatler var. Bir de tabi “PARA” var. Ne kadar paran varsa o kadar seviliyorsun ve aşık olunuyorsun bu dönemde.

Böyle bir tüketim düşünün; maddi şeyleri tükettiğimiz yetmez gibi manevi şeyleri de tüketen bir varlık…

Çıkarlar ve yalanlar üzerine kurulan bir yaşam…

Ürkütücü!

Ama tablo bu!

Empati kurmak yok,

Bencillik çığ gibi büyüyor,

Toksik insanlar çoğalıyor,

Ve…. Liste uzayıp gidiyor…

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir