Birçok insan konuşmayı çok sever. Tabi ki iletişim temeli buna dayanır ancak iletişim iki taraflı bir süreç. Bazen dinlemen gerekecek, bazen sıranı bekleyeceksin, bazen asgari düzeyde eşlik edeceksin muhabbet sırasında.
“Konuşmayı öğrenmek iki yıl, susmayı öğrenmek ise altmış yıl alır.” Hemingway
İnsanı kıymetli gösteren de, değersiz gösteren de dilidir. Kimi insan her lafa girer, her konuda bilen odur, en çok o konuşur. İçsel olarak kendi zihniyle verdiği savaşı, çevredeki insanlara anlatır bir sahnedir bu.
Uzun konuşanı, kısa dinlemek gerekir. Farabi
Konuştuğun zaman kendini tekrar edersin, dinleyince ise yenilersin kendini. Çok konuşanları geveze, gevşek ağızlı gibi çok az konuşana ise ketum, özgüvensiz, asosyal gibi etiketler yükler toplum. Bu çerçeveden bakınca en ideali makul düzeyde konuşmak, bilgimiz olmayan konularda sözü bir bilene bırakmak, tüm sırlarımızı ifşa etmemek ve kelime inceliklerine vakıf olmaktır.
İletişimde sözler kadar beden duruşu da, mimikler de, göz teması da, ses tonu da önemlidir İletişim inceliklerine gelince ;bazen karşı tarafı onaylamak,cümlelerinden alıntı yapmak, kafayı onaylar gibi sallamak, hafif gülümsemek etkili bir dinleyici özellikleridir. Sizin karşıya verdiğiniz değeri de ifade eder.
Dinlemeyi öğrenirsen, kötü konuşmalardan bile faydalanabilirsin. Plutarchus
Herkesten bir şeyler öğrenilir. Kiminden güzellikleri öğrenirsin, kiminden ise ne yapmaman gerektiğini.