Türkiye’yi yasa boğan depremlerden en çok etkilenen memleketim Hatay’da dönme vakti geldi.
Bir çok esnaf ve vatandaş Hatay’a dönüş yaptı. Geri kalanların da bir an önce dönmesi ve memleketi el birliği ile ayağa kaldırması gerekiyor.
“Asrın felaketi” olarak nitelenen 6 Şubat’taki depremlerde büyük yıkımın yaşandığı kenttimde memleket sevdasına düşen esnaf faaliyet göstermeye başladı. Onlar çalışacak, bizlerde çalışacağız ve çarkı bir şekilde döndürerek Hatay’ımızı ayaka kaldıracağız. Ama giderek olmaz. Tek kişiyle de olmaz. El birliği ile Atamızın bize emaneti olan bu kadim şehri ayağa kaldırma vakti geldi.
Elini taşın altına koyan Mustafa Kemal Üniversitesi kampüsü mevkiinde yer alan kuaför, market, dönerci, kafe gibi işletmeler ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlar.
*
Birde şu var; Bir Hataylı “MİSAFİR OLMAYI” sevmez, “MİSAFİR AĞIRLAMAYI SEVER”
Bu yüzden şehir dışına giden kişiler artık dönmeli.
Hatay yara aldı ve kanıyor ama burada bulunan kişiler yaraları sarmaya çalışıyor. Bize kaçmak yakışmaz, bize birlik olup Hatay’ı ayağa kaldırmak yakışır.
*
Son olarak Depremin unutulması konusuna değinmek istiyorum. Evet, Unutuldu. Bizler unutulduk. Bu denli çabuk olmamalıydı ama ne yazık ki ülkemizde her yaşanan felaket olaylar gibi bizlerde unutulduk. Televizyonlarda artık depremzedeler dile getirilmiyor. Depremzedeler zor şartlarda memleketlerinde yaşamaya çalışıyor. Biz unutulmak istemiyoruz. 7 defa yerle bir olan şehir 8. defa yıkıldı ve bunun üzüntüsü sadece bir kaç gün olmamalıydı. Seçim derdine düşülmemeliydi. Ölüp giden canlar bu kadar kısa sürede unutulmamalıydı. Ama bunu biliyorum ki memleketlim bunu unutmayacak ve hesabını elbet bir gün soracak!!!