Depremden önce de sorun olan depremden sonra ise adeta bir çileye dönüşen trafik sorunları ve trafik saygısızlığına değinmek istiyorum bugünkü yazımda. Biliyorsunuz, artık son dönemlerin şehirlerdeki en büyük kâbusu trafik yoğunluğu ve bilinçsizce kullanılan büyük araçlar ve ardından gelen kazalar, ölümler. (Hafriyat kamyonları, nakliye kamyonları, tırlar ve kepçeler…)
Hatay’da bu sorun evvelden beri vardı ve sürmeye de devam ediyor. Trafik sorununun çözülmesi için milyarlar harcanmasına rağmen, istenen, beklenen çözümler de bir türlü bulunamıyor. Çünkü yetersiz. Çünkü bulunan çözümler hep geçici. Çünkü sürücülerin birçoğu saygısız. Trafik adabı olmayan kişiler ile trafik yoğunluğu yaşanıyor. Bunun içerisine depremle beraber Büyük araçlarda karışınca, her an ölme tehlikeniz olabilir.
Evet. Ölebilirsiniz. Siz şeridinizde hız sınırı kuralarına uyarken, trafik canavarı biri gelip sizi sollamaya çalışırken size çarpabilir, ya da siz kırmızı ışıkta durduğunuz yerde hız sınırını aşan biri duramadığı için size çarpabilir. Ne kadar kötü bir durum değil mi? Siz olması gerektiği gibi davrandığınız için gün içinde sayısız hakarete uğruyorsunuz, kaza tehlikesi atlatıyorsunuz ve hatta kazaya karışarak ölümle burun buruna geliyorsunuz. Neden? Çünkü denetimsiz bir trafik işleyişi ve büyük araçların korkusuzca yollarda sergiledikleri kuralsız davranışları yüzünden. Ölebilir ya da sakat kalabilirsiniz bir başkasının yollarda verdiği ego savaşı yüzünden.
Birde işin cinsiyet boyutu var tabii. Kadın sürücü gören sözde “yılların usta şoförü” makaslar atarak karşı tarafı paniğe ve kazaya sebebiyet verdiren davranışlarda bulunuyor. Üstüne “BAYAN sürücü, trafiği felç etti” diyor. Oysa ki insanların hayatını tehlikeye atan kendi karşı tarafı paniğe ve kazaya sebebiyet veren kendi ama işin içine cinsiyetçilik girdiği için “BAYAN SÜRÜCÜ” unvanını alıyor. Buna bir son verilmeli artık… Şu cinsiyetçiliğe bir son verin ve sadece yolunuza bakın. Emin olun birçok KADIN sürücü “Yılların şoförüyüm” diye gezinen adamlardan iyi sürüyor.
****
Senelerdir süren bu sorun neden 21. Yüzyılda devam ediyor? Nedeni basit. Bunun başlıca nedeni şehirlerin tarih boyunca doğru planlanmamış olması. Şehirlerin plansız yapısı, son yıllarda artan araç trafiği tüm kentleri felç etmiş durumda. Ne yazık ki düzensiz şehir planlamalarının en bariz örneklerinden birisi de kadim kentim Hatay’da. Belen geçidinden tutun da honda, Samandağ, Defne ve Antakya’nın belli bölgelerinde plansız yapılan ve yetersiz yapılan yollar trafiği çekilmez hale getirmiş durumda. Daha önce de sıkça dile getirdiğimiz gibi, Kentimin geniş yollara, çukursuz yollara ve geniş büyük araçların girmediği bir şehir içi trafiğe ihtiyacı var. Uzun lafın kısası şehirde trafik çilesi had safhaya ulaşmış durumda ve bu sorun canımızı da artık ortaya koymuş durumda.
****
Konuyla ilgili bu hafta başımıza gelen bir olaydan kısaca söz etmek istiyorum. Kuzenim iş çıkışı kırmızı ışıklara takılıyor. Kurallara uyarak kırmızı ışıkta duruyor. Ama… Aması başka bir büyük araç (Kamyon) bilinmeyen nedenlerden ötürü (bizler uyuduğunu ya da fazla hız yapmasından kaynaklı duramadığını düşünüyoruz) kuzenime arkadan çarparak 300 metre sürüklenmesine neden oluyor. Ölümle burun buruna geliyor. Öfkeliyim… denetimsizce trafikte üstünlük sağlayan geniş ve uzun araçlara, kamyonlara öfkeliyim… Bizler canız ve bir teneke parçasında kurallı bir şekilde ilerlerken sizin kontrolsüz davranışlarınız yüzünden ölümle burun buruna gelmek zorunda değiliz. Veyahut sizin “BAYAN sürücü” imalarınıza kalmak zorunda değiliz. Artık buna bir son verin. Buna acil çözüm üretin. Çünkü katillerimiz yolarda bizi öldürmek için bize doğru hız sınırını aşarak geliyor…
