Tükenen sabrımız ile 2026 senesini bekliyoruz!

Antakya’nın ruhu var.

Antakya sadece yıkıldı, yok olmadı.

Depremin en şiddetli vurduğu yerlerden biri güzeller güzeli Antakya’m…

Evet; Antakya’nın binaları yıkıldı, yolları yarıldı, ağaçları devrildi. O binalarda yaşayan canlar hayatını kaybetti. Ama Antakya’nın ruhu yok olmadı, olamaz

Neden olamaz biliyor musunuz?

Mesela Antakya kahvesini hiç duydunuz mu bilmiyorum. Bizim kahvemiz bile ayrıdır, gittiğimiz her yere kahvemizle gideriz. Misafir ağırlama şeklimiz farklıdır. Misafir geldiğinde “hoş geldin” der, giderken de “hoş geldin” der. Onun anlamı da “İyi ki geldiniz, ne iyi ettiniz” anlamındadır. Antakyalının evinde, akşam yemeği değil öğlen yemeği pişer. Çünkü bütün herkes öğlen yemeğinde buluşurlar o evde. Herkes aynı sofrada buluşur. Dinler kardeşliği vardır. Antakya ile Antakyalı arasında ayrı bir bağ vardır. Antakya’nın ruhu vardır. Diğer şehirlere göre. Antakya yaşayan bir şehirdir…

Şimdi söyleyin bana bu görgü ile büyüyen Antakyalılar binalar yıkıldı, yollar yarıldı diye bu alışkanlıklarından vazgeçeceğini mi düşünüyorsunuz? Antakyalı, Antakya’sından vazgeçecek mi sizce?

Evet Antakya’nın binaları yıkıldı, yolları yarıldı, ağaçları devrildi. O binalarda yaşayan canlarımız hayatını kaybetti. Ama Antakya yok olmadı, zaten olamaz.

Biz biliyoruz ki Antakya’nın sadece zamana ihtiyacı var. Ve en önemlisi tabi ki bizlere.

****

Peki Antakyalı şehrine bu kadar sahip çıkarken çok mu refah içinde?

Hayır…

Antakya derinleşen bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar ile sürekli baş başa.

Su ve elektrik kesintileri, kirlilik, cadde ve sokakların akıl almaz hali, havaya karışan asbet tozları, geçim sıkıntısı, barınma sıkıntısı, eğitim ve okullar, sağlıkta yetersizlik, trafik işkencesi, toplu taşıma eziyeti, Rezerv alan bilmecesi ve daha birçok sorun…

Antakyalı Antakya’sına kavuşmanın özlemi ve hayali ile bütün bu sorunlara katlanıyor.

****

Bütün bu sorunların bitiş tarihi 2026…

Yani Hatay Valisi Mustafa Masatlı, Gazeteci Yazar Ali Yolcu’nun programına konuk olmuştu ve öyle belirtmişti.

İnanmak istiyoruz… Daha doğrusu inanmaktan başka bir alternatifimizin olmadığını düşünüyorum. Tükenen sabrımız ile 2026 senesini bekliyoruz.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir