Bu çağın insanı değilim!

Hepimiz zaman zaman birbiriyle çekişen çok sayıda isteklerimizin altında eziliriz.
Örneğin;
O şirkette mi kalsam veya bu şirkette mi kalsam? Yeni bir ilişkiye hazır mıyım veya değil miyim? Akşam gezmeye mi çıksam evde otursam mı? Böyle durmadan ikilemde kalırız hayatımızda. Ancak hayat bu koşuşturma ve sürekli bir seçim ile doludur. Bazen doğru olanı seçersin bazen de yanlış. Kimi zaman sonucu ağır olur kimi zaman hafif. Hayat sürprizlerle doludur. Fakat ne istediğini bilen bir insan olmak çok önemlidir. Hata yapsan dahi arkasında durman gerekir. Sonuçta senin seçiminin sonucudur. Ama şimdi kestirip atmak daha kolay ya da yalan söylemek. “Aslında ben öyle yapmak istemedim, yanlış anlaşılma var” ifadeleri sadece kişinin kendini inandırdığı yalan. Net olamıyoruz. Kendi kararlarımızın sonucunda bile net olamıyoruz. Belki büyüklerimize kızardık eskiden böyle değildi dakiklerinde ama haklılar. Eskiden ilişkiler böyle değildi.
Hayatıma giren inanların %90’ı ne istediğini bilmeyen ve kararları arkasında dürüstçe duran insanlardı. Fakat ben her birinden farklı şeyler öğrendim ve bu çağın insanı olmadığıma karar verdim.
***
İnsanlar yeni bir kıyafet almayı şiddetle arzuladıklarında, ona “ihtiyaçları” varmış gibi hissederler. Ve o kıyafeti elde etmek için çalışır, çabalar bir şekilde alırlar. Ancak elde ettikten sonra aslında ona ihtiyaçları olmadığını anlarlar ve belki aldıkları için pişman olurlar. Çağımızın insan ilişkileri de buna dönmüş durumda.
İhtiyaçları ve hırsları doğrultusunda iletişim kuruyorlar, ondan sonra bir şey olmamış gibi sırtlarını dönüp gidiyorlar. Sahte ilişkiler, dostluklar ve hatta aile bağları… Gerçeklik ve samimiyetten uzak…
***
Fransız sosyal teorisyen René Girard; “İnsan, neyi arzulayacağını bilmeyen yaratıktır ve karar vermek için başkalarına yönelir”
Ne istediğini bilen biri zaten o şeye yönelir ama kendini bulmayan biri arayış içinde olur ve bu bağlamda etrafında bulunan insanları bu ölçüde kullanır.
Denklem çok basit aslında.
İşin özü ben bu çağın insanı değilim. Çıkarlar, menfaatler ve sahte ilişkiler bana göre değil.
Çok güzel bir kitabın alıntısı var;
“Ben bu devrin insanı değilim
Bu dönemin epeyce bir gerisindeyim …
Benim ruhum hala mektupları seviyor,
Mahcubiyet nedir yüreğinde hissediyor…
Hala plakları görünce tuhaf bir hüzne dalıyor.
Ben bu çağın insanı değilim.
Topraktan bir odada gaz lambasının ışığında
Eline sinmiş bir mürekkep kokusunda kaybolur olur hala varlığım…
Ben bu çağın insanı değilim.
Bir tren istasyonunda uzun uzun beklemelerin özlemini çekiyorum kalbimde.
Ben bu çağa hiç ait olmadım, olamadım, olmayacağım…”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir